6 Ekim 2004 Çarşamba

YAPI KREDİ SERGİLERİ

Bu yıl Yapı Kredi’nin 60.Kuruluş yılıymış;bunu kutlamak üzere bir dizi etkinlik düzenlediler;Üsküdar’daki etkinliğe gidemedim,ama birçok sanatçı ve sanatsever gibi,Kâzım Taşkent’teki sergini açılışına koştum;ancak hem törenin düzenlendiği yerin darlığından,hem gelenlerin çokluğundan o akşam hiçbirini gezemedim;bu işi daha sonra rahat rahat yaptım.
O orada, Arzu Haksun,kişiliğinin ayrılmaz parçası inceliğiyle,açılan 5 sergiden 3’nün kataloğunu verdi.
Bunların birincisi,Ben,Mehmet Siyah Kalem,İnsanlar ve Cinlerin Ustası,gerçek bir görsel şölen,aynı zamanda sanat tarihi dersi:bu sıradışı halk yorumcusunun yüzyıllar önce düşle gerçeği,masalla olguyu nasıl imgeleminin kızgın kazanında kaynattığını,sonra elde ettiği eriyiği inanılmaz kalıplara döktüğünü belgeliyor.
Bu anıt-katalaoğa Ekrem Işın,Beyhan Karamağaralı,Barbara Brend,David J.Roxburgh,Güven Turan,Gürbüz Erginer,Talât Parman,Selim Somçağ,Mehmet Gülezyüz yazılarıyla katkıda bulunmuş.
Sergiye gidip yapıtların büyütülmüş örneklerini tadamadınızsa,bu eşsiz kitaptan edinip o inanılmaz düşgücünün coşturucu örneklerini,özgün metinler eşliğinde büyüleyici bir iksir gibi beyninize akıtabilirsiniz.
İkinci belge-kataloğu Şennur Şentürk,A.Emel Geçkinli,Oğuz Tekin,Jere L.Bacharach,Ahmet Tabakoğlu,Halil Sahillioğlu,Halil İnalcık,Edhem Eldem’in son derece yararlı yazıları daha değerli kılmış.
Yapı Kredi’nin Altın Sikke Koleksiyonu’ndan yararlanılarak hazırlanmış Altının İktidarı,İktidarın Altını meraklısı için gerçek bir hazine.
Üçüncü kataloğ,ünlü Estergon Kalesi’ne çekildiği öne sürülen Estergon Sancağı’nın öyküsünü aktarıyor Al-Yeşil Gölge başlığıyla;sancak,şaşırtıcı bir serüvenin sonunda bugünlere ulaşmış,Japonya’da bakım ve onarımdan geçirilmiş,sonra getirilip Müze’ye yerleştirilmiş.Bu yılki kutlamalar dolayısıyla,o da meraklılara sunuluyor.
Bu sıradışı sergileri dolaşırken,elimdeki özenli kalın kataloglara bakarken,şu düşünce hiç kafamdan çıkmadı:sevgili Erol Manisalı’nın önemli çalışmalarından birinde dile getirildiği üzere,90’lı yılların ikinci yarısında,işbaşına gelen bütün yöneticilerin,büyük(?) işadamlarının,dillerden düşmeyen Sivil Toplum Örgütleri’nin gönüllü suçortaklığıyla,en azından suskunluğuyla başımıza geçirilen Sessiz Darbe çuvalı yüzünden,anlı şanlı bankalar sanat dünyasından birer birer çekildi,ya da Yapı Kredi’dekiler gibi insana,uygarlık tarihine yakışan gerçek emek ürünü yapıtlara değil,abidik gubidik sergilere,yerleştirmelere,boyaştırmalara yer verir oldular.
Bu yüzden,elimizden alınan bütün öbür yaşama olanakları ve dayanakları gibi,güzelim Anadolu halkının dişinden tırnağından artırdığı paralarla dönen bankaların sanat ve düşün dünyasından kaçışına içim sızlarken,Yapı Kredi’nin yönetiminde etkili olan kişilerin,sevgili Kâzım Taşkent’in kalıtını yaşatarak hâlâ böyle nitelikli sergilere,kitaplara,söyleşilere yer ve para sağlamasını yürekten alkışlıyorum.
Rastlantı ve gereklilik bu insanların ömrünü uzun tutsun,ellerindeki gücü korusun.

sbonaran@hotmail/yahoo.com

Cumhuriyet, 6 Ekim 2004

,