21 Temmuz 2004 Çarşamba

“OLTADAKİ BALIK TÜRKİYE”

Şöyle diyor Cengiz Özakıncı,Otopsi Yayınları’ınca 8.basımı yapılan kitabın başındaki önsözde:
“1993’te yayımlanın Oltadaki Balık Türkiye’yi 1994’te okumuştum ilk kez...Sosyalizme ve sosyalistlere düşman olduğunu bildiğim Emperylizmin,ulusalcılığa ve ulusalcılara da en az o ölçüde düşman olduğunu seziyordum,ama bu gerçeği,ilk kez bu kitapta,yadsınamaz belgeleriyle ve tüm çıplaklığıyla görüp kavradım.
Güneydoğu’da olup bitenlerin,yalnızca dış kışkırtmalardan değil,bir ölçüde o yöremizin yoksul bırakılmasından kaynaklandığını düşünüyor ve bu yüzden gelmiş geçmiş yönetimlerimizi bir ölçüde sorumlu tutuyordum bu kitabı okumadan önce...Ama Doğu ve Güneydoğu’muzun 1945’ten sonra salt yerli yönetimlerce değil,özellikle de ABD tarafından bilinçli ve tasarlanmış biçimde,kasten geri bıraktırıldığını,bu bölgenin ABD tarafından saptanan NATO savunma ilkeleri uyarınca,olası bir savaş durumunda Sovyet ordularını oyalamak için kullanılacak ‘gözden çıkartılmış’ bir alan olarak belirlendiğini ve oraya bu nedenle yatırım yapmaktan uzak durulduğunu,ilk kez Oltadaki Balık Türkiye’yi okuyunca gördüm,kavradım ve GAP’ın yabancılarca baltalanmasının nedenleri üzerinde yeniden düşündüm.
Seçimle ya da tepeden inme iş başına gelen yönetimlerimizin ekonomi,eğitim,üretim vb. yaşamın tüm alanlarında çoğu ulusal çıkarlarımıza aykırı kararlar almalarını,onların bilgisizliklerine,yabancıların çizdikleri yolda yürümelerine bağlıyordum;ama tüm bakanlıklarımızda Amerikalı Danışmanların bulunduğunu ve ülkemizi bizim seçtiklerimizin değil,yerli işbirlikçileri ve kendi danışmanları aracılığıyla doğrudan yabancıların,Amerikalıların yönettiğini Oltadaki Balık Türkiye kavrattı bana;hem de belgeleriyle..ABD ve NATO’nun Ortadoğu’da Türkiye’ye verdikleri görevin ne olduğunu da tüm belgeleriyle bu kitapta buldum.”
Şimdi de,Nelson A.Rockefeller’in,1956’da,dönemin Başkanı Eisenhower’e yazdığı mektuba bir göz atalım:
“Askerî andlaşmalarımızı oluşturup sağlamlaştırmayı amaçlayan önlemleri sürdürmeliyiz.Büyük ölçüde siyasal ve akserî nüfuzu güvence altına alacak genişlikteki ekonomik yayılma planını Asya’da,Afrika’da ve daha başka az gelişmiş bölgelerde uygulamak zorundayız.Yardım işinde,birinci kümeye bizimle dost olan,uzun süreli askerî andlaşmalarla bize bağlı ülkeler girer. Bu ülkelere yapılacak yardımlar,açılacak krediler öncelikle askerî olmalıdır.OLTAYA YAKALANMIŞ BALIĞIN YEME GEREKSİNMESİ YOKTUR.
...
Bu tür özel para yatırımları zamanla bütün yasadışı karşıçıkışı ve siyasetimize direnişi ortadan kaldırabilmeli ya da etkisizleştirebilmelidir.Ayrıca bizi desteklemekte kararsız ve sallantılı kalan bütün bireysel girişim ve çıkar çevrelerini etkilemelidir.ABD İLE İŞBİRLİĞİNE HAZIR YERLİ İŞ ADAMLARINA YARDIMI ARTTIRMALI,BÖYLECE BU İŞ ADAMLARININ ÜLKE EKONOMİSİNDE KİLİT NOKTALARINI ELE GEÇİRMELERİNE,BUNA DAYANARAK DA SİYASAL ETKİLERİ ARTTIRILMALIDIR.”
İstanbul halkının yaşamını allak bullak eden NATO toplantısının yapıldığı günlerde,Emin Değer’in yapıtının ne kadar yaşamsal olduğunu söylemeye gerek var mı?
Son zamanlarda,G 8’lerden ülkemize gönderilen irili ufaklı bütün sözcüler ağız birliğiyle Atatürk’e ve ulusal öğretisine saldırmaktalar;Marx,Engels,Lenin,Mao çoktan rahat bırakıldı,ama Mustafa Kemâl hâlâ baş hedef.Bunun nedenini de Kaynak Yayınları’nın yeniden bastığı Hakimiyeti Milliye Yazıları’ndn kısa bir alıntıyla anımsatayım.Ulu Önder bunları 15 Temmuz 1920’de söylemiş:
“...Görüyoruz ki,kendimizi kurtarmak için uğraşmak,bütün dünya uluslarının kurtuluşunun milyonlarca cephesinde çarpışmak demektir.Gerçekleştirilecek iş o kadar büyüktür ki,bunun karşısında insan ruhunun büyük bir coşkuyla titrememesi olanaksızdır.Bizim kurtuluşumuz dünyanın kurtuluşu olacaktır.Ve bütün dünya şu uğursuz emperyalizmin zulmünden kurtulmadıkça,bizim için yaşama ve rahat etme olasılığı düşünülemez.”

Cumhuriyet, 21 Temmuz 2004

1 yorum:

  1. Menderes’in maksattaki gâyesi Türkiye’yi «Küçük Amerika» yapmaktı. ULU BAŞKAN TRUMP riyâsetinde Amerika Birleşik Devletleri «BÖYÜK TÜRKiYE» olmuştur. Verin mehteri..

    YanıtlaSil