28 Temmuz 2004 Çarşamba

“ÇUVALDAKİ MÜTTEFİK”

4 Temmuz 2003,saat 13;peşmergelerle Amerikalı askerleri taşıyan 13 araçlık bir dizi,Türk Özel Timi’nin oturduğu yapının kapısına dayanıyor.Gelenlerin başındaki Amerikalı Yarbay,11 Türk subayıyla konuklarının bulundukları odaya girip:Silahlarınızı teslim edin”,diyor.Küçük Türk birliğinin komutanı,kısa bir süre düşündükten sonra,buyruğundakilere buna uyulmasını söylüyor;o anda kapılar yıkılıp önde peşmergeler Amerikan askerleri elde silah içeri dalıyor,Türkleri kelepçeliyor.Bu halde aşağı indirilen insanların ayrıca araca bindirilirken başlarına birer çuval geçiriliyor.
Böylece etkisiz duruma getirilen Türk subayları,bütün kente,bütün dünyaya çalım satmak,gövde gösterisi yapmak,gözdağı vermek üzere uzun süre arabalarla dolaştırılıyor.
Olup bitenler,1945’te,Yalta’da Amerika’nın payına bırakılan Türkiye’ye biçilen yazgının kaçınılmaz uzantıları,sonuçları.
Ahmet Erimhan’ın, Otopsi Yayınları’nca basılan Çuvaldaki Müttefik’i bu acıklı,kaçınılmaz sonucun öyküsünü anlatıyor 504 sayfada.
Anamalın ve bunu ellerinde bulunduran küçük bir azınlığın koşulsuz egemenliğini amaçlayan küreselleşme süreci’nin gereği,dünya imparatorluğu için vazgeçilmez önem taşıyan Ortadoğu’nun,petrol yataklarının ele geçirilmesi için,La Fontaine masallarındakilerden daha gülünç gerekçelerle Irak’a saldırmayı karalaştıran iki büyük sömürgen,ABD ile İngiltere,işi kendi yavruları açısından ucuza getirmek,Kore’deki gibi öne Türkleri sürmek üzere şimdiki yönetmeyecilerimize nasıl baskılar yaptılar;pazarlıklar nasıl kıran kırana geçti;üç beş dolar koparabilmek için adamların istediği tezkereleri Kamutay’dan geçirebilmek üzere ne diller döküldü,ne gözdağları verildi;ülkemizin somut olarak yabancı güçlerin eline geçmesine izin verecek ilk belge nasıl kıl payı geri çevrildi,hepsini yaşadınız.Anımsamak istiyorsanız,kitapta bütün ayrıntılarıyla var.
İki büyük yavuz hırsızın,Amerika’yla İsrail’in,artık gizlemeye bile gerek görmedikleri bir utanmazlık ve saldırganlıkla,ezip çiğnediklerini suçlaya suçlaya,Ortadoğu’ya ve bütün dünyaya nasıl nasıl yeni bir biçim vermeye giriştiklerini;buna kılıfı ve maşa olarak Kürtleri nasıl kullandıklarını,ilerde nasıl kullanmayı tasarladıklarını da belgeleriyle anlatıyor Ahmet Erimhan.
Ünlü BOP Projesi,görmek isteyenler için,belli ki Büyük İsrail tasarısından başka bir şey değil;ama ABD’de şu anda işbaşında bulunan Yahudi kökenli işadamı-yöneticiler doğrusu insanın düşünsel-duygusal altyapısını çok iyi tanıyorlar:bizim gibi ülkelerde işadamlarıyla siyasetçilerin ne korkunç bir aşağılık duygusu batağına saplandıklarını eksiksiz bilip kullanıyorlar.Üç beş dolar,kuru bir aferin için yapmayacakları yok;kırmızı halı falan da istemiyorlar.
İşin bu yanı hem bu kitapta,hem Erol Manisalı’nın bütün yapıtlarında,en ince ayrıntılarıyla gözler önüne serilmiş,seriliyor.
Türkiye için,Anadolu halkı için yaşamsal soru,henüz çıldırmamış,satılmamış asker sivil yurtseverlerin bu oyunlara ne zaman karşıçıkmaya razı olacakları?
Biliyorsunuz,canlı varlığın en temel güdüsü,can’ını koruyup sürdürmektir.
Bu topraklarda bağımsız yaşayabilmek için bu güdüyü yitirmediğimizi kanıtlamak bize düşüyor.
Yitirmişsek,evrenin kılı bile kıpırdamaz:Ne varlıklar,ne imparatorluklar silinip gitti yeryüzünden.
Sevgili Cengiz Özakıncı,emeğini,elindekini,sevgini bu tür kitaplara yatırdığın için ne kadar sevinsen azdır canım!

Cumhuriyet, 28 Temmuz 2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder