12 Temmuz 2006 Çarşamba

KÜBA’DA BİLİM VE SAĞLIK

Jóse Marti Küba Dostluk Derneği yine çok değerli bir konuğu ağırlayıp konuşturdu:Prof Dr Pedro A. Valdes-Sosa. Sayın Valdes-Sosa, Nöroloji Merkezi’nde, Sinirbilim Bölümünün Başkan Yardımcısı.
Duyup okumakta olduğumuz parasız sağlık hizmeti konusunda ayrıntılı bilgiler verdi; hiçbir şey gökten zembille inmiyor, biliyorsunuz. Küba’da Bilimler Akademisi, ABD’den iki yıl önce, 1861’de kurulmuş. Ama Fidel’le yoldaşları ülkenin yazgısına el koyana dek kayda değer tek çalışma, şimdi bir bilimsel araştırma kurumuna adı verilmiş Carlos Juan Finlay’in sıtmayla sivrisinek arasındaki ilişkiyi sezip kanıtlaması olmuş.
Ancak, Devrim’den hemen sonra, ülkenin yazgısını değiştirmek üzere ilkin hâlâ % 60’ı okuma yazma bilmeyen halkın eğitilmesi olmuş; bu iş 1961’de bitirilmiş. O yıl Halk Sağlığı Bakanlığı oluşturulmuş. 1962’de, Bilimler Akademisi canlandırılmış, 13 Bilimsel Araştırma Kurumu açılmış. Ve ABD’nin uygulamaya başladığı ambargo üzerine yetiştirilmiş hekimlerin %50’si ülkeden kaçmış. Başlangıçta Tıp Fakülteleri’nde öğretmenlik yapacak insan bulunamaz olmuş; neyse ki Salvador Allende yardıma koşmuş, değerli öğretmenler yollamış. 1965’te, ilk Uygulamalı Bilimsel Araştırma Merkezi açılmış. 1970’te, bu araştırmaları kolaylaştırmak üzere, Japonlarla eşzamanlı olarak, ilk yerli bilgisayar üretilmiş. 1981’de, virüslerle savaşan protein interferonunu öğrenmek üzeri Finlandiya’ya bilim adamı gönderilmiş; Devrim’in altın kuralı uyarınca, “soyut bilgi devşirmeye değil, insanların sağlıklı, mutlu yaşamalarını sağlamaya önem verildiğinden”, yapılan buluşlar, üretilen ilaçlarla 10 yılda bütün Sovyet ülkelerinin ilaç gereksinmesi karşılanır duruma gelinmiş.
Ancak, Moskova’dakiler, toplumcu olmalarını istedikleri ülkelere Fidel gibi hekim ve ilaç, eğitim yerine tank gönderdikleri için SSCB çökünce bu dışsatımın %80’ini bir anda yitirmişler. Buna karşın, Sayın Valdes-Sosa’nın büyük bir coşkuyla, her fırsatta vurguladığı gibi, siyasal istenç doğru olduğundan, 1990-1996 arasında, kısıtlı olanakların tam 1 milyar doları bilimsel araştırmaya ayrılmış. Bunun meyvesini toplamışlar elbet; anamalcı dünyanın amansız saldırı ve yarışına karşın, söke söke, 38 ürün ve ilacın tecimsel hakkını almışlar. Şimdi, Valdes-Sosa’nın deyişiyle, çemberi tamamlamak üzere, dün onlara yardım eden ülkelere bilim ve altyapı gönderiyorlar.
Çocuk ölüm oranı 1959’da %60’mış; 2001’de bu 6.2’ye çekilmiş. İnsan ömrü ABD’de 76.5, Küba’da 76.15. 22 Tıp Okulu’nda, çoğu yabancı, 40 000 üzerinde öğrenci okuyor; 267 hastanenin 62’si köylerde; aile hekimliği birinci öncelik, 4158 aile hekiminin 974’ü dağlarda çalışıyor. 1999 yılında, 2 071 996 kişiye, hastaneye gelmesine gerek kalmadan, evinde bakılmış. Venezüella ‘ye gönderilen 17 000 gönüllü hekimi hepiniz okumuşsunuzdur gazetelerde. Pakistan’a giden gönüllü hekimlerin çalışmalarını Dostluk Derneği’nde daha geçende izledik.
Kısacası, Küba’nın güzelim halkı, şiir yazmakla yetinmeyip silahını kapıp ülkesinin özgürlüğü, bağımsızlığı, mutluluğu için seve seve can veren Jóse Marti ve onun sevdasını üstlenen Fidel Castro gibi soylu çocuklarının öncülüğünde, insanlığın kurtuluşunun solut bilimde olduğunu çok iyi görmüş, gereğini yapmış, yapıyor.
Güzelim yurdumuzda da tarihin bize armağanı benzersiz Mustafa Kemâl Atatürk de bunu eksiksiz biliyordu yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir derken; ama onun ömrü dünyamızı kana bulayan anamalcılarla onları yerli uşakları padişahların çıkardıkları savaşlarda geçtiğinden, kurtardığı ülkesinin başında Fidel gibi 47 kalmasına izin vermedi.
Ancak ülkesini, yurttaşların, dahası bütün insanları gerçekten sevme konusundaki öncülüğünü doğal ve kaçınılmaz olarak ardılı Fidel kusursuz biliyor; Havana’daki parklardan birine Atamızın yontusunu koydurmuş, altına hem Türkçe hem İspanyolca yurtta barış dünyada barış yazdırmış.
Barışaysa napalmlerle, kimyasal bombalarla değil, kanseri, menenjiti, aids’i, sarılığı önleyen ilaçlarla ulaşılacağı çok açık.
Atatürk’ün ilkesine dört elle sarılan Küba hepimiz için bir umut kaynağı.


Cumhuriyet, 12 Temmuz 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder