6 Mayıs 2009 Çarşamba

“EFENDİ TERÖRİSTLER”

Yılmaz Dikbaş’ın son kitabının adı bu. Çok tutarlı bir barış, insansever olduğu için, yine sorunun özüne parmak basıyor sevgili dostum: biliyorsunuz, kötülüklerin simgesi olarak hep Hitler’e, Mussolini’ye, Franco’ya falan yönelir öfkelerimiz; oysa onlar arkadaki asıl para ve erk sahiplerinin, Krupların, Fordların, Rockefellerlerin sıradan maşalarıdır; günü geldiğinde kırılıp atılır, yerine yenileri sürülür ateşe.
Kitapta bu olgu bütün çıplaklığı ve ayrıntılarıyla gözler önüne seriliyor, hem de özellikle Batı kaynaklarına, belgelerine dayanılarak. Bu eğitilmiş, donanımlı efendi teröristler arasından birini seçtim size aktarmak üzere.
1889-1974 yıllarında yaşamış, 1963/73 arasında da Devlet Başkanlığı yapmış, Zalman Şazar.
“Zalman Şazar, Beyaz Rusya’nın Mir kasabasında, Habad Hasidik bir ailenin çocuğu olarak doğmuş.
Klasik Yahudi eğitiminden sonra, laik edebiyat ve felsefe eğitimi de almış.
16 yaşında Siyonist harekete katılmış, gönüllü militanı olmuş.
1907’de, 18 yaşında, devrimci eylemlere katıldığı, devrimi körükleyen yazılar yazdığı için, Çarlık yönetimince tutuklanmış.
1916’da, Almanya Siyonist İşçi Hareketi’nin önde gelen kurucularından biri olmuş.
1. Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Almanya’da tarih ve felsefe öğrenimi görüyor, aynı zamanda gazetecilik yapıyormuş. Siyonist eylemlerinden ötürü Almanya dışına çıkması yasaklanınca, Almanya’da yaşayan Yahudilerin yaşamıyla ilgili derin araştırmalara girişmiş.
1924’te Filistin’e göç etmiş. Dünya Siyonist Örgütü’nün Eğitim ve Kültür Bölümü başkanlığını yürütmüş.
1948’de İsrail Devleti’nin kurulmasından sonra, Knesset’e girmiş, David Ben Gurion hükümetinde Eğitim ve Kültür Bakanı olmuş.
1963’te İsrail Devlet Başkanlığı’na seçilmiş; 1968’de ikinci kez aynı göreve getirilmiş.
David Ben Gurion hükümetinin bütün kanlı katliamlarını onaylamış, Filistinli Müslüman Arapların evlerinden, topraklarından, işlerinden atılmalarını, barbarca yurtlarından sürülmelerini bakan olarak imzalamıştır.”
Çünkü Vadedilmiş Toprakların( Dicle Fırat havzasının), Kutsal Kitap’ın buyruğu uyarınca Yahudilere geri verilmesini amaçlayan Siyonistlerin şaşmaz ilkeleri şunlar:
“Yahudi devletinin sınırları sonsuza dek kesinleşmeyecektir (Demek ki dünyayı verseniz yetmeyecek!)./ Hiçbir ülkenin toprak mülkiyeti savı kabul edilemez./ Terörün bir savaş yöntemi olarak kullanılması engellenemez. / Yahudi dininin temel ilkesi, ‘Haşmadet goyim’dir, yani Yahudi olmayanların ortadan kaldırılmasıdır.”
Oysa dünya yazın ve sinema tarihi, Almanların Yahudilere uyguladığı soykırımın öyküleriyle dolu. Ne acı değil mi?
Demek ki asıl sorun Naziler, Almanlar, acımasız Japonlar ya da bilmem kim değil, paradan başka amaç gütmeyen, bu yarışta babasının bile gözünün yaşına bakmayan anamalcılık!
Bütün dünya halkları gönüllü olarak ondan vazgeçip dayanışmacı, paylaşmacı toplumsal düzene geçmeye yemin etmedikçe en küçük bir umut olamaz.
Bu değerli çalışma için Yılmaz Dikbaş’a da, yayıncı İsmet Arslan’a da yürekten alkış.


Cumhuriyet, 6 Mayıs 2009.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder