11 Nisan 2008 Cuma

KÜRESEL HARAKİRİ

Cumhuriyet’te, iç sayfalarda küçük bir haber çıktı önce: 12 Güney Amerika ülkesi, Brezilya’nın öncülüğünde, Latin Amerika Ülkeleri Birliği kurmuşlar. Bu ülkeler arasında Küba halkının ve Fidel Castro’nun yakın dostu, destekçisi Venezüella da vardı. Habere göre, iki konuda, askersel ve tutumbilimsel (iktisadi) alanlarda birlik üyeleri arasında henüz görüş birliği sağlanamamış. İnsanın usuna hemen, iyi ama, bu can alıcı ya da verici iki asal konuda görüş birliğine varılamamışsa, bu nasıl Birlik sorusu geliyor.
Soruunun yanıtı, çok geçmeden yine Cumhuriyet’te, Fidel Castro Ruz’un “İki Aça Kurt ve Kırmızı Başlıklı Kız” yazısında verildi: 15 Mayıs’ta, Lima’da başlayan AB ve Latin Amerika-Karayipler Doruğu’nun açılış töreninde, konuşmaların önemli bir bölümü İngilizce, Almanca ve öbür Avrupa dillerinde yapılmış; toplantıya katılan Güney Amerikalı ülkelerin hemen hepsinde anadil İspanyolca ya da Portekizce olduğu halde, konuşmalar bu dillere çevrilmemiş.
Daha kuruluş aşamasındaki Latin Amerika Ulusları Birliği’nin içinde bulunduğu AB, Batı, ya da anamalcı sömürücü hayranlığına bakın! Zaten Birlik’te Küba’nın bulunmayışı yeterli bir gösterge. Nitekim, Birlik’e öncülük ettiği söylenen Brezilya, bugün, sözün gerçek anlamında harakiri yaparak, ABD ile hani şu tarım ürünlerinden yakıt yapma girişimine ilk ve hevesle katılan ülke; oysa Fidel, yine Granma’da belli aralıklarla yayınladığı uyarı yazılarında, tahıldan yakıt üretiminin önce Güney Amerika halklarını, sonra bütün yoksul, gelişememiş ülke halklarını düpedüz açlıktan öldüreceğini haykırmıştı. Demek ki 500 yıllık sömürü insanların, en azından şu anda dünya halklarının başında bulunan yöneticilerin beyinlerini eritmiş, yoğurmuş, üç kuruşluk günlük kazanç uğruna seve seve kendi canına da, halkının canına da kıyacak duruma getirmiş.
Oysa, 9 yıl önce Rio’da yapılan toplantıda, Fidel, bambaşka önerilerde bulunmuş:
1- Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin dış borçları silinsin;
2- Üçüncü Dünya ülkelerinde, her yıl, askeri harcamaların %10’u yatırıma ayrılsın;
3- Gelişmiş ülkeler, tarım ürünlerindeki yarışı dengelemek üzere, kendi çiftçilerine verdikleri parasal yardımları kessinler;
4- Gelişmiş ülkeler, toplam ulusal gelirlerinin %0.7’sini Latin Amerika ve Karayiplerle yapılan anlaşmaları ayırsınlar.
Kolayca kestirebileceğiniz gibi, bu öneriler uzayda yitip gitmiş. Oysa, en az 500 yıldır Güney Amerika ülkelerini de, bütün dünyayı da amansızca, acımasızca sömürenlerin, soyup soğana çevirenlerin, halklarını gözünü kırpmadan kıyımdan geçirenlerin, dillerinden düşmeyen hani şu Fransız Devrimi’nin temel kavramlarından utanmayı bir yana bırakın, düpedüz kendi canlarını kurtarmak üzere bu önerileri ciddiye almaları, Fidel’in alçakgönüllüce saptadığı ölçülerin çok üstüne çıkmaya razı olmaları gerekirdi. Çünkü tehlikede olan şu güzelim mavi gezegendir, üstündeki kırılgan ölümlünün, insanın varlığıdır. Kör bir bencillikle 24 saat dünyanın bütün dillerinde yerküreyi dolandırdıkları yalanlara bir an ara verip düşünebilseler, asıl önemli olan bilimin, dirimbilimin (biyolojinin) temel doğrusunu, amipten insana dek bütün varlıkların birbirine bağlı ve bağımlı olduğunu anımsayabilseler, bin bir oyunla bütün dünyaya uygulattıkları şeyin KÜRESEL HARAKİRİ olduğunu kolayca görebilir, belki kendi canlarını da kurtarabilirlerdi.
Varili 200 dolara hızla fırlamakta olan petrolü torunlarının torunlarını borca sokarak alıp arabalarına kurulan bencilliğin doruğundaki milyarlar, cehennemde yanmaktan ölesiye korkar biliyorsunuz; oysa cehennem bindikleri arabadır; bu cehennem oyuncağı uygarlık dedikleri gerçek barbarlığın da, güzelim mavi gezegenin de sonunu getirecek

Bakalım iş işten geçmeden uyanmaya, canımızı, gezegenimizi korumaya vaktimiz olacak mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder